3 Aralık 2013 Salı

Dursun Girgin Kültürümüzü Nasıl Koruyacağız

Dostlarım merhaba...

Kültürümüzü nasıl koruyacağız? İşte cevap: Önce Kültür adamlarımıza sahip çıkacağız. Yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, yerel ve yaygın basınımız, işadamlarımız, sivil toplum kuruluş örgütlerimiz, esnafımız, velhasıl herkez üzerine düşen görevi yerine getirecek ki kültürümüze tam manasıyla sahip çıkabilelim.

İşte bu cümleden hareketle yıllardır hep şunu söylüyoruz. Halkının desteğini alamayan hiçbir konu başarıya ulaşamaz. Dağdaki ormanın, ovadaki sahipsiz yaşayan bir hayvanın nasıl ki sahiplenmeye ihtiyacı varsa, tıpkı bunlar gibi kültürel kimliğimizin de böyle bir sahiplenmeye ihtiyacı vardır. Yani tüm halkımızın sevgisine yardımına ihtiyacı vardır. Peki bu saydığım ilgi ve alakalar olmazsa ne olur bakınız...

Sevgili hemşehrilerim, ben birçok yöreleri dolaşıyorum. İnanın her gittiğim yerde büyük bir sevgi seliyle karşılanıyoruz. Peki aynı ilgi ve alakayı kendi yöremizde görebiliyor muyuz? Malesef, bakınız şu Milas Yöresi Davulcular ve Zurnacılar Derneği kurulalı 9 sene oluyor, halâ biz dernek olarak bu yöreye ait zeybek oyun havalarımızı dahi kayıt altına alabilmiş değiliz. Peki ilgililer ve yetkililer halâ neyi bekliyorlar? Acaba gökten zenbille birileri inip de bu yörenin kültürel kimliğini kayıt altına mı alacak, diye bekliyorlar acaba? Yoksa benden birileri bir mucize mi bekliyorlar...

Sevgili dostlarım, dost acı konuşur derler, doğrudur. Bazen ben de tıpkı freni patlamış araç gibi oluyorum. Geçen gün yani 20 Nisan 2011 günü Dibekdere köyünde yöremizin Davul ve Zurna kültürünün dünü, bugünü ve yarını için neler olması gerekir diye bir panel yapıydı. Peki sonuç ne, hep aynı arena aynı senaryo ...
Bakınız bundan birkaç yıl önce bu kültürün korunmasıyla ilgili bir pehlivan güreşi yaptılar. Sonuç, zararla kepenkleri kapattık. Peki yöremizin yerel yönetimleri ve yöre halkımız sahip çıkmazsa bu kültür nasıl korunacak ve nasıl yaşayacak, nasıl yaşatılacak bu kültürün yaşatılabilmesi için öncelikle yöre halkımızın bu yörenin kültür adamlarına sahip çıkması gerekir. Nasıl mı, mesela farz edelim ki biz Dibekdere köyünde bir eğlence düzenledik. Bu eğlencemize tüm hemşehrilemiz madden ve manen destek vermeli ki, biz de zevkle heyecanla bu kültürü yaşatalım.

Değerli dostlarım, Milasımız küçük bir kasaba değil ki. Milas artık Türkiye genelinde ve de tüm dünyaca tanınan, sevilen büyük bir tarih kenti. Milas çok büyük bir tarihi ve kültürel birikimi olan büyük bir tarih kenti. Ayrıca Dibekdere gibi büyük bir kültür köyünde Milas ilçemiz sınırları içinde olması da gerçekten bizler için çok büyük bir velinimettir. Yani bazı bazı yerel yönetimlerimizden yardım bekliyoruz diye yazıp çiziyorum. Mesela Milas Belediyemizden gerçekten de çok taleplerimiz var. Diyelim ki Dibekdereliler için Milas Belediyesi neler yapabilir.

1 - Dibekdere köyü bir merkez köy, bu köyümüzün başta çöp ve çevre sorunu ile bazı hizmetler yapılabilir. Bunun için de yapılan hizmetler bir yerden yine Milasımıza ve güzel Muğlamıza hizmet olarak geri döner. Şöyle ki, bugün Dibekdere köyüne artık binbir çeşit millet gelip gidiyor. Bu köyümüzde 300 hane ev var. Gerek köy içi gerekse köy meydanı şu anki haliyle güzel bir görünüme kavuşturulabilir. Köyümüzdeki kahveler başta olmak üzere bir çeki düzen verilebilir. Artı bütün bu hizmetler, sonunda Milas yönemize yaraşır. Güzel bir kültür köyü yaratmak çok da zor bir şey değildir. Örneğin Dibekdere köyüne girişte güzel bir levha, üzerinde bir davulcu bir de zurnacı resmi olsun ve bu levhaya "Zurnacılar ve Davulcular diyarı Dibekdere köyüne hoş geldiniz Milas Belediyesi" diye yazılsın. Artı, başta köy meydanımız ve köy içi yollarımız düzeltilsin ve şu yaklaşan Milas kültür şenliklerinden önce bu hizmetler yapılsın. Artı bir de, şu sivri sinek ilaçlamaları için Dibekdere köyümüze de ara sıra çöp kamyonları gelip gerekli ilaçlamalar yapılsın ki, artık Dibekdere köyü bir kültür köyü olduğu her haliyle belli olsun. Bir de şu Muzkat Der davul ve zurna grubu içinde kalıcı bir yöresel kıyafet yapılsın ki artık bu ekip bir nevi Milasımızın her şenliğinde, her resmi gününde Milas Kent Bandosu kurulana kadar, hatta kent bandosu kurulsa dahi bu ekipte görevini yapsın ki yöremizin kültürel kimliği zenginleşsin. Gelelim şu meseleye, yani para ve kaynak meselelerimize.

Bu tür hizmetler elbette maddi imkanlarla yerine getirilebilir. Bunun için devlet de üzerine düşeni yapacak ki önce kültür adamlarımızı koruyacağız. Sonra da kültürümüzü işte böyle bir mantıkla bu konuyu ele aldığımız 'aslan yattığı yerden belli olur' sözüne kendimizi rehber edinip öncelikle bir kültür köyü olan Dibekdere'ye güzel ve kalıcı bir kimlik kazandıracağız ki, gerçekten de bu köye defalarca gelip o güzelim köy meydanında 7'den 70'e köyde zurnacısıyla davulcusuyla ünlü köyümüzde davul ve zurna müziğimizdeki o güzelim zenginliği, renkliliği duyar mıyız? Bilmem anlatabildim mi?
Hoşça kalın, dostça kalın...